BAKAN ÖZER, İKİNCİ ARA TATİL ÖNCESİ ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU  
BAKAN ÖZER, İKİNCİ ARA TATİL ÖNCESİ ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU

BAKAN ÖZER, İKİNCİ ARA TATİL ÖNCESİ ÖĞRENCİLERLE BULUŞTU

Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, okullarda ikinci ara tatil öncesi son ders gününü Ordu'daki Durugöl Şehit Bayram Gümüş İlkokulu'nda öğrencilerle birlikte karşıladı.

Millî Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki 19 milyon öğrenci, 17-20 Nisan'da yapacağı 2022-2023 eğitim ve öğretim yılı ikinci ara tatili öncesi bugün son derslerini işledi.
 
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, ara tatil öncesi son ders zilinin çaldığı günde Ordu'nun Altınordu ilçesindeki Durugöl Şehit Bayram Gümüş İlkokulunda öğrencilerle bir araya geldi.
 
Burada açıklamalarda bulunan Bakan Özer, bugün itibarıyla 19 milyon öğrenci ve 1.2 milyon öğretmenle birlikte bir haftalık ara tatile girildiğini belirterek öncelikle tüm öğrenci ve öğretmenlere iyi tatiller dilediğini ifade etti. Özer, "Bu dönem, bir haftalık ara tatilimiz Ramazan Bayramı'yla kesişti. Öğretmenlerimiz idari izinli sayılacaklar ve mesleki gelişimleriyle ilgili seminerleri, inşallah, Öğretmen Bilişim Ağı üzerinden istedikleri yerlerden alabilecekler." dedi.
 
Açıklamasında, öğretmenlere özellikle teşekkür eden Bakan Özer, 6 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremlerden itibaren, hiçbir çağrı olmadan öğretmenlerin sahaya fedakâr bir şekilde koştuğuna işaret ederek şunları söyledi:
 
"Bu süreçte Necip Fazıl Kısakürek'in 'Kim var?' denildiği zaman sağına soluna bakmadan tek tek 'Ben varım.' diyen gençlikle ilgili o muştusu, gerçekten öğretmenlerimizde tecelli etti. Yani 6 Şubat depreminde 'Kim var?' denildiği zaman sağına ve soluna bakmadan sahaya koşan öğretmenlerimiz oldu. O öğretmenlerimiz ki ilk günden itibaren depremzede vatandaşlarımızın yeme ihtiyacını, barınma ihtiyacını karşılamak için gerçekten büyük fedakârlık gösterdiler. O öğretmenlerimiz ki bölgeye gönderilen yardımların dağıtımında çok büyük fedakârlık gösterdiler. O öğretmenlerimiz ki çadırlarda, konteynerlerde çocuklarımızın ve ailelerin psikolojik sağlamlıklarını güçlendirmek için her türlü destek verdiler. O öğretmenlerimiz ki MEB AKUB ismi altında arama kurtarma birimi olarak o enkazların altından canlı vatandaşlarımızı kurtarmak için büyük riskler aldılar. O öğretmenlerimiz ki her türlü koşulda hiç şikâyet etmeden vatandaşının yanında olmak onun dertlerine derman olmak için çaba sarf ettiler. İşte bu öğretmenlerimize, tüm eğitim camiasına en içten şükranlarımı sunuyorum."
 
"Tüm öğretmenlerimize Millî Eğitim Bakanlığı adına en içten şükranlarımı sunuyorum"
Öğretmenlerin kovid-19 salgınında da sürecin gerçek kahramanlarından biri olduğunu tekrar dile getiren Bakan Özer, herkesin can derdinde olduğu zamanlarda vefa gruplarında vatandaşlara yardım etmek için, yardımları ulaştırmak için büyük fedakârlık gösterdiklerini söyledi. Özer, "Öğretmenlerimiz, yine meslek liselerinde vatandaşımızın ihtiyaç duymuş olduğu maskeyi, dezenfektanı, yüz koruyucu siperlikleri ve diğer tüm ihtiyaç duyulan ürünleri üretmek ve ihtiyaç noktalarına ulaştırmak için öğrencilerimizle birlikte büyük fedakârlıklar göstermişti." diye konuştu.
 
"Onun için bu sürecin kahramanı olan tüm öğretmenlerimize en içten, tüm milletim adına, Millî Eğitim Bakanlığı adına en içten şükranlarımı sunuyorum." diyen Bakan Özer, hâlâ bölgede bulunan öğretmenlere, gönüllü olarak çalışan öğretmenlere de katkılarından dolayı teşekkür etti.
 
Özer, depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet dileyerek "İnşallah devlet, millet el ele vererek oraları da hızlı bir şekilde toparlayacağız." ifadesini kullandı.
 
Deprem bölgesindeki hayatın normalleşebilmesi için eğitimin öncelikli olarak normalleşmesi gerektiğine vurgu yapan Bakan Özer, konuşmasını şöyle sürdürdü: "6 Şubat tarihinden itibaren Bakanlıktaki arkadaşlarımızla, valiliklerimizle, il millî eğitim müdürlüklerimizle bu bilinçle hareket ettik. Sizlerin de bildiği gibi depremden etkilenen 10 ilimizde hayatı normalleştirmenin yolunun eğitimi normalleştirmekten geçtiği bilinciyle her yerde ve her şartta eğitim mottosuyla öncelikli olarak çadırlarda, konteynerlerde yeni eğitim sınıfları oluşturarak öğrencilerimizi bulundukları her mekanda öğretmenleriyle buluşturmaya büyük özen gösterdik. Daha sonra da deprem bölgesindeki on ilimizi 3 kategoriye ayırarak normalleştirmenin yollarını aradık. Birinci kategoride Kilis, Diyarbakır ve Şanlıurfa illerimizi 1 Mart tarihi itibarıyla merkez ve tüm ilçelerdeki eğitim öğretimi normalleştirdik. Yine 2. kategoride yer alan Osmaniye, Gaziantep ve Adana illerimizde de eğitim öğretimi 13 Mart itibarıyla merkez ve ilçelerde normalleştirdik. Geriye kalan ve depremden en fazla etkilenen Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya ve Hatay'da ise merkez ve ilçelerin tamamında bir anda değil, sağlam binalarda ilçe bazlı bir şekilde eğitim öğretimi normalleştirmek için 27 Mart tarihinde belirli ilçelerde eğitim öğretimi başlattık. Bu kapsamda 27 Mart'ta Malatya'da 8 ilçede, Kahramanmaraş'ta 2 ilçede, Hatay'da 7 ilçede ve Adıyaman'da 5 ilçede çocuklarımızı öğretmenleriyle buluşturduk."
 
"24 Nisan tarihi itibarıyla 81 ilde merkez ve tüm ilçelerde eğitim öğretim kaldığı yerden devam edecek"
Sonraki süreçte okulların sağlamlık durumu, çevresindeki şartların olgunlaşması gibi kriterler dikkate alınarak hangi ilçelerde eğitim öğretime başlanacağı kararının valiliklere bırakıldığını anlatan Bakan Özer, valiliklerinin kendilerine verilen bu inisiyatifi Bakanlıkla istişare ederek kullandığını ifade etti. 
 
Bu kapsamda Malatya'da 3 Nisan, Kahramanmaraş'ta 10 Nisan tarihi itibarıyla merkez ve tüm ilçelerde eğitim öğretimin başladığının altını çizen Bakan Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: "10 Nisan itibarıyla 79 ilimizde merkez ve ilçelerin tamamında eğitim öğretim normalleşmiş oldu. Geriye iki ilimiz kaldı. Hatay'da 3 Nisan'da açmış olduğumuz ilçelere ilave olarak İskenderun'da, 10 Nisan'da da Belen, Hassa ve Kumlu'da eğitim öğretim başladı. Hatay ve Adıyaman Valiliklerimizle yaptığımız görüşmeler neticesinde 24 Nisan, yani bu bir haftalık ara tatilden sonra Hatay ve Adıyaman'da da merkez ve tüm ilçelerde eğitim öğretimin başlaması kararı aldık. Dolayısıyla 24 Nisan tarihi itibariyle artık ülkemizde 81 ilde merkez ve ilçelerde hiçbir eksiklik kalmadan eğitim, öğretim kaldığı yerden devam etmiş olacak ve hayatın o bölgedeki normalleşmesiyle ilgili en önemli adamı biz Millî Eğitim Bakanlığı olarak da tamamlamış olacağız."
 
Bölgede atılan normalleşme adımlarının on ilden nakillerini diğer illere aldıran öğrencilerin geri dönüşlerini hızlandırdığını kaydeden Özer, "Bugün itibarıyla nakillerini diğer illere aldırıp tekrar on ile geri dönen öğrenci sayımız 32 bin 659'a ulaştı. Ben inanıyorum ki 24 Nisan tarihi itibarıyla Hatay ve Adıyaman'da da merkez ve tüm ilçeleri açtıktan sonra bu rakam her geçen gün daha fazla artacaktır. En fazla geri dönüşün olduğu ilk dört il; 8 bin 269 öğrenciyle Kahramanmaraş, 6 bin 472 öğrenci ile Gaziantep, 6 bin 181 öğrenciyle Hatay ve 3 bin 519 öğrenciyle Malatya oldu. Gördüğünüz gibi Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya'da öğrencilerimiz hızlı bir şekilde artık dönmeye başladı." diye konuştu.
 
"3 bin 450 noktada destekleme ve yetiştirme kurslarından 145 bin öğrenci yararlandı"
Bakan Özer, Bakanlık olarak en önem verdikleri öğrenci grubunun LGS ve YKS'ye girecek öğrenciler olduğuna dikkati çekerek "6 Şubat tarihinden itibaren destekleme ve yetiştirme kurslarını devreye sokarak bu öğrencilerimize özel ihtimam gösterdik. Kaygıya düşmemeleri için ve sınavlara hazırlanmalarıyla ilgili... Şu an geldiğimiz noktada tüm bölgede, on ilimizde 3 bin 450 noktadaki destekleme yetiştirme kurslarında çocuklarımıza destek olmaya devam ediyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 145 bin öğrencimiz mevcut olarak bu kurslardan yararlanıyorlar. Bu bir haftalık tatilde kurslarımız kapanmayacak, açık olmaya devam edecek." diye konuştu. 
 
Özer, eğitimin normalleşmesindeki katkılarından dolayı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya, AFAD Başkanı Yunus Sezer'e, illerde görev yapan valilere ve kaymakamlara teşekkür etti. Bakan Özer, okulların sağlamlık ve hasar tespitiyle ilgili süreçteki desteklerinden dolayı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'a; bu süreçte Mehmetçik Okulları açarak öğrencilerin okulla buluşmasına büyük katkı veren Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar'a ve kuvvet komutanlarına; İskenderun'da gemi tahsis ederek öğrencilerin LGS ve YKS'ye hazırlanmalarında katkı veren Enerji Bakanı Fatih Dönmez'e de çok teşekkür etti.  
 
Bu süreçte tüm bakanların eğitim kurumlarının hızlı bir şekilde açılması için çok büyük destek verdiklerini belirten Özer, "Tüm öğrencilerimiz ve oradaki ailelerimiz adına hepsine minnettarım. Tüm öğrencilerimize bir haftalık tatilde iyi eğlenceler, iyi tatiller diliyorum. Öğrencilerimizden tek istirhamımız var: Ders çalışmasınlar, dinlensinler ama tatilde en az bir tane kitap okusunlar. Tüm ailelerine yapmış oldukları fedakârlıklardan dolayı çok teşekkür ediyorum." ifadelerini kullandı.
 
Açıklaması öncesinde öğretmenler odasını da ziyaret eden Bakan Özer, burada öğretmenlerle sohbet etti. Özer, "Gerçekten tüm bu zorlu süreçlerin kahramanı siz öğretmenlerimiz olduğu için sizlerle gurur duyuyoruz." dedi.
 
Millî Eğitim Bakanı Mahmut Özer, programı kapsamında Ordu Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliğini ziyaret etti. 
 
Özer, ziyaretin ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, "Bakanlık olarak esnaf ve sanatkârlara yaptığımız en büyük katkı; çıraklık, kalfalık ve ustalık eğitiminin verildiği mesleki eğitim merkezlerinin güçlendirilmesi oldu." diye konuştu.
 
Bakan Özer, 2021 yılında 3308 sayılı Mesleki Eğitim Kanunu'nda yapılan değişiklikle hem işveren hem de gençler için çok cazip bir mesleki eğitim modeli ortaya koyduklarını anlatarak "O gün Türkiye'de çırak ve kalfa sayısı 159 bin iken bugün itibarıyla 1 milyon 400 bin çırak ve kalfa var. Bundan en fazla yararlanan da küçük ve orta ölçekli işletmelerimiz." ifadelerini kullandı.
 
Çıraklar, teorik ve beceri eğitimlerini fabrika ortamında alacak
 
Ordu OSB Başkanlığını da ziyaret eden Özer, Ordu OSB'de 5 bin 500 işçinin çalıştığını kaydederek buranın yurt dışı ihracat kapasitesi olan büyük şirketlerin branşlarının yer aldığı çok kapasiteli bir OSB olduğunun altını çizdi.
 
İstihdamın 5 bin 500 ile sınırlı kalmayacağına değinen Özer, "Gelişmeler tamamlandığı zaman 10 bin istihdamın üzerinde sadece ekonomiye katkı veren, ülkenin kalkınmasıyla ilgili katkı veren bir organize sanayi bölgesi değil; aynı zamanda vatandaşlarımızın istihdamıyla ilgili de açılımlar sağlayan bir organize sanayi bölgesi olma potansiyeline sahip." diye konuştu.
 
Özer, OSB Başkanvekili Murat Şimşek ve üyelerle mesleki eğitim merkezleri üzerinden sektörlerin çırak, kalfa ve usta ihtiyacının karşılanmasındaki fırsatları konuştuklarını aktardı.
 
Çırak ve kalfa sayısı olan 940'ı yetersiz bulduğunu vurgulayan Özer, "İnşallah, önümüzdeki günlerde bunu 2 bin, 3 bin gibi daha yüksek rakamlara çıkarabilme ve iş gücü piyasasının nitelikli insan kaynağı ihtiyacını karşılamayla ilgili de yeni bir açılım yapma imkânımız olacak." şeklinde konuştu.
  
Bakan Özer, Ordu Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adil Levent Karlıbel ile yönetim kurulu ve meclis üyelerini de ziyaret etti.
 
Ordu'nun, Karadeniz Bölgesi'nin güzide bir ili olduğunun altını çizen Özer, ülkenin ekonomisine çok önemli katkıları olduğunu, birikmiş enerjisinin desteklenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.